Nasıl Delirmezsiniz?

Herkese merhaba. İzmir’de bir hastanede kapalı psikiyatri kliniğinde bir ayı aşkın bir zamandır staj görüyorum. Çok komplike hastalarla bir arada olma fırsatı yakaladığım bu ortamı sizlere faydalı olacağını düşündüğüm bir şekilde aktarmaya çalışacağım.

İrem Özyaş
Türkçe Yayın

--

Photo by Jared Rice on Unsplash

Psikiyatrik hastalıklar neden meydana geliyor diye düşündünüz mü? Görüşme yaptığım 50 küsür hastanın büyük çoğunluğu sorunlarını, problemlerini hep içine atmışlar, kimseye bir şey anlatmıyorlar çünkü anlattığı şeylere değer verildiğini düşünmüyorlar, hayatlarında hep veren taraf olmuşlar. İyi niyetlerini, zamanlarını, eğitim hayatlarını, kişiliklerini hep birileri için feda edip, diğer insanlardan bir şey beklememişler. Belki biraz sevilmeyi beklemişler ama onda da hor görülmüşler. Bir kısmına ise tamamen sosyal medya sebep olmuş. Bazen sosyal medyadaki o şaşaalı hayata sahip olmaya çalışırken kendi karakterlerini unutmuşlar, bazen o mecradaki kişilere duyulan hayranlık nedeniyle kendi bedenlerine ve kişiliklerine öfke duyup kendilerinden uzaklaşmışlar, bazen oradaki şeylere özenip çevresindeki insanları değiştirmeye çalışmışlar.

Bir diğer kısım ise inançlarına o kadar körü körüne bağlı ki başkalarının inançlarını kabul etmiyorlar, etmedikleri herkesin de kendileri gibi yaşamasını istiyorlar. Başka bir kısmı ise tamamen yalnızlıktan bu durumda. Anlatacak kimsenin olmaması, değerli hissetmeme, sorunlarını kimseye açamama hali insanları kliniğe yatıracak duruma getirmiş. Tabii bazıları o kadar bencil ve kendilerine odaklılar ki istekleriyle çevresindekileri kendilerinden uzaklaştırıyorlar. Bazı hastalar ise 15 yaşında çocuklar en çokta onlar teknolojinin kurbanı, bu çocukların birçoğu ise ilgisiz ailelerden dolayı geç fark ediliyorlar. İnanın hastalıklar bir şekilde sinyal veriyor. Bunu fark etmek için çok bir şey yapmanıza gerek yok. Mesela oynadığı oyunlara bakın, Youtube veya Google geçmişine bakın, arkadaşları ile yalnız kaldığında ne oynadıklarına nasıl davrandığına bakın. Eğer bu bir yaşlıysa yalnız kaldığında ne yaptığına bakabilirsiniz, televizyon izlerken nasıl izlediğine bakabilirsiniz. Kimi hastalar televizyondaki kişilerin onlarla konuştuklarını ve onlara emir verdiğini söylerler. Bu kişiler özellikle haber programı izlemekten kaçınırlar. Bir kişi gözlerini hep bir noktaya dikiyorsa, diyalog esasında dikkati başka noktadaysa, aykırı davranışları var ve bunları kabul etmiyorsa belki bir psikiyatrist belkide bir psikologla konuşmayı düşünebilirsiniz.

Photo by Simon Migaj on Unsplash

Peki gelelim ‘biz ne yapacağız?’ kısmına. Öncelikle hiçbir şeyi içinize atmayın. Anlatacak kimseniz yoksa bir günlük tutun. Birinin okuyacağından korkuyorsanız rastgele bir kağıda yazın yırtıp atın ya da yakın. Biri size bir şey anlattığında onu önemsediğinizi dediklerini dinlediğinizi hissettirin. Göz kontağı kurun, mimiklerinizi kullanın. Çevrenizdeki insanların hareketlerini takip edin, inceleyin. Özellikle çocuğunuz, kardeşiniz varsa onu teknolojinin sınırsız ortamında yalnız bırakmayın. İzlediğiniz filmdeki sahnelere verdiği tepkileri takip edin. çizdikleri resimlerde sıklıkla kullandığı figürlere ve renklere dikkat edin. Mesela bacası tüten bir ev çiziyorsa o evde mutluluk ve samimiyetin hakim olduğu, yeşil yapraklı ağaçlar canlılığı , heyecanı , soluk yapraklı yapraklar ölümü ve hüznü temsil etmektedir. Ya da kullandığı renkler genellikle mor ise kendine zarar verme eğiliminin olduğunu, kırmızı renkler ise baskıcı ve gösterişli biri olma özelliğini göstermekte.

Bazı durumları sadece kendimiz için değil çevremiz içinde içselleştirmemiz gerekiyor. Gözlem yapmak psikiyatrik hastalıkların belirtilerinin erken tespiti tedavinin seyrinde çok önemlidir.

Yazımı beğendiyseniz alkış butonuna basmayı ve sosyal medyada paylaşarak yazılarıma destek olmayı unutmayın.

--

--